Ayıtılmış insana aydnı denilir. Ayıtan insana da aydın demek alışkanlık olmuş. Galat ı meşhur gibi bir şey. Eskiden aydın yerine münevver vardı. Nurlanmış, nurlandıran kişiyi kastederdi herkes. Zaman içinde kelimeler eskimiş sayılarak yerlerine yenileri ihdas ediliyor. Bugün münevver yerine de mütefekkir yerine de aydın denilerek kısa yoldan ifade edilmek isteniyor. Mütefekkir aslında münevverden ayrı bir sıfat. Mütefekkir yerine de düşünür deniliyor şimdilerde. Aydın ya da düşünür farklı özelliklere sahiptir ama, toptancı bir zihniyet hakim günümüzde. Kelimeler, isimler, sıfatlar  birbiri yerine kullanılıyor.O yüzden de zaten kime kimse ile anlaşamıyor.
Geçtiğimiz günlerde Doğu Perinçek siyasi parti liderlerinin aydın olduğunu, dolayısyla kendinsin de aydın olduğunu anlatmaya çabalıyordu. Siyasi parti liderleri okumuş adamlar tabi. Aydından kasıt okumuş adam ise doğru bir hüküm veriyor. Ama bana göre siyasi parti liderleri aydın olmaktan önce ideologdur. Tıpkı Doğu Perinçek gibi her birinin ideoları var. Yani kendileriyle özdeşleştirdikleri fikirleri var. Kimisi  Amerikancı, kimisi İngiliz, kimisi Alman hayat tarzını ve düşüncesini kendine esas almış, ona göre düşünce geliştirmiş ve yönetime talip olduğunda da bu çerçevede hareket eder.
Kimileri de kimi zaman Doğu bey gibi Çin-Mao, kimi zaman Marx.Lenin-Rusya hayat tarzını öne çıkararak siyaset yapar. Siyasi parti başkanları birer okumuş adam anlamında aydın olsa bile asla bir düşünür değillerdir.
Düşünür denildiğinde tüm insanlığı kavrayan düşünceler üretmek gerek. İnsanla ilgili her konu düşünürün tezgahında işlenir. Anlaşılmaya, anlatılmaya ve güçlükler  giderilmeye çalışmak düşünürün işidir.
Şimdilerde düşünürler de belli çerçevelere sıkıştırılmışlar. Irkçı, milliyetçi düşünürler, dinci-laik   düşünürler var . Bu da yetmemiş daha da daraltılmış düşünürlerin alanları. Sanat düşünürleri, ekonomi düşünürleri, iklim ve çevre düşünürleri, hukuk ve adalet düşünürleri alabildiğine daraltılmış alanlar için güdük düşünürlerden geçilmiyor.
Siyasi partilerin düşünürleri, televizyonların düşünürleri, gazetelerin düşünürleri var birbirinden ayrılan. ATV düşünürü Hakan Ural geçenlerde  bir tez ortaya attı. Aklı başında kimsenin ciddiye alması beklenmeyen bu tez, seçim işleriyle kafa meşgul eden başka televizyon ve gazetelerin başka düşünürleri bu tezi ciddiye alıp uzun uzun tartıştılar. Yakında bazı siyasi parti düşünürleri tarafından bu tez yasa teklifi olarak sunulursa şaşırmayın.
Efendim araştırma düşünürlerine göre 0-20 yaş insanlarına z kuşağı deniliyor. Bu kuşağın 18-20 yaş Arallığında olan 6 milyon insan varmış. Bunlar iktidarı yenden seçmek için oy vermeyeceklermiş. Bu sorun üzerine düşünen ATV düşünürü Hakan Ural bunların önümüzdeki seçimlerde oy kullanmalarının  doğru olmayacağını, bu yüzden oy vermelerinin engellenmesi gerekliliği üzerinde kafa yormuş.
Bunun aslında bir adım ötesi de düşünülebilir. Mevcut iktidar bir daha seçim yapmaya karar verirse, iktidara oy vermeyeceği belli olanların da oy vermelerinin önlenmesi için bir yasa teklifi hazırlanmalı. Şaka şaka…