İstismar ve tecavüzün üstü örtülmek istenmiştir………

 

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın onursal başkanı, Yusuf Ziya Gümüş el’in kızının, babası tarafından 6 yaşındayken ‘evlendirildiğini’,

ve ‘ailesinin onayıyla’ çocukluğu boyunca cinsel tecavüze uğradığına dair beyanları ülkede büyük bir infial yaratmıştır.

Bu beyanlar ve olaylarının merkezinde yine dini cemaat, tarikat ve vakıfların olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır.

Siyasi iktidarın dinselleştirme politikaları ve uygulamalarıyla, okulların neredeyse tarikat ve cemaatlerin arka bahçesine dönüştürüldüğü eğitim sisteminde,

üstü örtülen, duyulmayan istismar ve tecavüz suçlarının çok daha fazla olduğunu tahmin etmek güç değildir.

Tarikat ve cemaatler istedi diye İstanbul Sözleşmesi’ni geri çekenler, Ensar Vakfı’ndaki tecavüzler ortaya çıktığında “bir defadan bir şey olmaz” diyenler,

her istismar olayından sonra basını susturarak olayın üstünü kapatmaya, çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırmaya çalışanlar, büyük bir toplumsal öfkeye yol açan bu insanlık suçu karşısında da yine ve yeniden suskunluğa bürünmüştür.

AKP İktidarı döneminde 440 bin çocuk doğum yapmıştır……………..

TÜİK’in 2019 verilerine göre, güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen 206 bin 498 çocuğun yüzde 15,2’si cinsel suçlardan mağdur olmuştur. Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı adli istatistiklere göre, Türkiye’de 2019’da “cinsel dokunulmazlığa karşı suç” kapsamında 49 bin 57 dava açılmıştır. Bunların 22 bin 689’unu çocuklara yönelik cinsel istismar suçları oluşturmuştur. Yine Adalet Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, 2012’de çocuğun cinsel istismarı davalarında suç sayısı 17 bin 589 iken, 2019’da bu sayı 22 bin 689’a çıkmıştır. İnsan Hakları Derneği’nin İstanbul Şubesi Çocuk Hakları raporuna göre ise 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yapmıştır.

Milli eğitim Okula gönderilmeyen kız çocuklarını takip etmiyor?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2021-2022 eğitim öğretim yılı okullaşma istatistiklerine göre ilkokulda 195 bin, ortaokulda 298 bin, lisede 373 bin kız çocuğu eğitimin dışındadır. 

Açık öğretimde okuyan kız çocuğu sayısını ise 636 bin 270 olarak belirten istatistikler, toplamda 1,5 milyonu aşkın kız çocuğunun eğitim sisteminin dışında bırakıldığını göstermektedir.

Anayasa’nın 42. maddesinde “Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz” hükmü belirtilmiştir. Devletin eğitim ve öğretim alanındaki yükümlülükleri ise MEB eliyle yaşama geçirilmektedir.

Ancak 6 yaşında evlendirilen kız çocuğunun eğitime erişip erişemediği bilinmemektedir, zorunlu eğitimin ise dışında bırakıldığı düşünülmektedir. Bu durumda, Milli Eğitim Bakanlığı’na soruyoruz, 

eğer okula gidememişse MEB bunu neden takip etmemiştir?

Türkiye’de milyonlarca kız çocuğu eğitimin dışında bırakılmıştır. Eğitime devam etmeyen kız çocukları şiddet, istismar riski altında yaşamlarını sürdürmekte, çocuk yaşta evliliğe maruz bırakılmaktadır.