Fatih Haber Ajansı
HV
19 MART Salı 12:18
Advert

Hakimler Savcılar ülkeyi terk eder mi.?!?

Fatih Dadaşoğlu
Fatih Dadaşoğlu
Giriş Tarihi : 22-06-2023 23:58

Anayasa mahkemesi başkanı Zühtü Arslan; ‘’ yapılan başvurular içindeki 
adil yargılama hak ihlallerinin %77 oranında’’
olduğunu ifade ediyor.
Aslında bu adaletsizlik yüzde yüze yakın bir durumda
Bu durumu Küçükçekmece adliyesinde yaşayan biri olarak, vicdanlı hâkimleri adaletsizliğe zorluyorlar, hâkimler bu konuda baktıkları davalara hemen karar vermeyerek en azından ''ADALET'' beklentisi ile uzatmak zorunda kalıyorlar. 
Bir tarafta suçsuz günahsız vatan evlatları, bir tarafta güçlerini makamlarından alan şehvet ve şöhret azmanları (!!!) Bu durum hâkim ve savcıları oldukça zora sokmaktadır. 
Eğer böyle devam ederse doktorlar gibi hâkim savcılarda yakın bir gelecekte ülkeyi terk etmek zorunda kalacaklardır. 
Bir tarafta hiç bir suçu olmayan Vatanın Milletin, Devletin soyulmasına rıza göstermeyen Vatan evlatları, karşılarında hak hukuk adalet tanımaz, kul hakkı bilmez yetim hakkı bilmez Türk devletinin en güzel makamlarını işgal etmiş bir avuç Türk ve millet düşmanları...

İşte arada kalan hakimler ve savcılar.! 
Anayasada derki '' Hâkimler hukukun üstünlüğü ve vicdani karar verir'' hâkimlerin; hukukun üstünlüğü ve vicdani kararalar vermelerini beklemek ''Kaf dağından kar beklemek gibi'' bir durum. Hâkim savcının zorlaması ile vicdani karar veremeyip hakka hukuka adalete hakkaniyete zıt karar verince hâkimlerin can güvenliği tehlikeye giriyor ve bu korku ile ne zaman yüzleşeceği günü bekliyor olması kaçınılmaz oluyor. Yakın zamanda bir savcıyı odasında öldürülmesi hala hafızalarımızda ve acısı yüreklerimizde sıcaklığını koruyor, devleti yönetenler hiç bir zaman adaletsizlik yaptırıp Hâkimlerle Halkı karşı karşıya getirmemelidir, bundan şiddetle kaçınmalıdırlar zira devlet bir baba şefkatiyle yaklaşmalıdır vatandaşlar önüne gelene avukatlar aracılığı ile davalar açtırıp hayatını zindan etmemelidir. Eleştirileri almalı ve gerektiğinde bu eleştirileri yapanların önerilerine de başvurmalıdır. Eğer bir dava iki üç yıl sürüyorsa davacı tarafın suçlu olduğu ve o dava ile suçluluğunun üzerini hâkimler eliyle kapatmaya çalışmasından başka bir şey değildir. Bu konuda gerek adalet ve gerek emniyet talimat yerine hukukun üstünlüğü ile görevlerini ifa etmelidirler. Karakollarda kaymakamların talimatları ile suçluların delilleri karartılmamalıdır, eğer suçu işleyen en yakınları bile olsa suçunu çekmelidir hukuk sadece gariban halkın ensesinde olmamalıdır.
Adaletsizliği yaşayan biri olarak hukuk her kese eşit uygulanmalıdır duruşmalarda ki tavrını eleştirdiğim hâkimin içine düştüğü durumdan dolayı halat-i ruhiye sinin ne kadar bozuk olduğunu görmek çokta zor değil, tüm ısrarlarıma rağmen ifadelerimi tutanaklara geçirmekten kaçınan hâkim haksız olduğuma içten içe isyan ederken dayanamayıp sigara yakmasını da anlayışla karşılıyorum. Bir tarafta zerre kadar suçu olmayan AĞIR TAHRİK AĞIR TEHDİT edilip Namusuna iftira atılan mert dürüst bir Anadolu çocuğu karşısında gırtlaklarına kadar suça bulaşmış 30 kişilik bir Organize olmuş bir grup var.!!! 
Dürüst ve samimi Anadolu çocuklarına zulmedip iftira atan namuslarına kara çalan Namus ve haysiyet düşmanları, Suç işlemek amacı ile suç uydurmak iftira atmak için Organize olup bu ahlaksızlıkları yapmaktadırlar. Ne hazindir ki işledikleri bu suçları mukaddes değerlerimizden Camileri, Kur'an Kurslarını kullanarak bu suçları devam ettirmektedirler.
Organize bir şekilde yaptıkları icraatlarından bir tanesini okurlarımla paylaşmak istiyorum ve yorumu size bırakıyorum.

Bu şahıslar; Başakşehir Müftülüğünde Cuma günü Camilerden Allah rızası için toplanan yardım paralarını birinci derecede eşlerini çocuklarını FAKİR YOKSUL göstererek Camilerden toplanan paralara çökmüşler belgeleri elimde bende bunu ifşa edince milletin parasına çökenlere çalanlara değil haberi yapan gazeteciye dava açıp suçlarına yargı kılıfı uydurmaya çalışıyorlar, hâkimleri savcıları suçlarına alet ederek beni cezalandırma derdine düşüyorlar. 
Bu şahıslar; kendilerinin uydurdukları bir iftiradan hakkımda aynı suçtan 10 defa ayrı ayrı kişiler kurumlar aracılığı ile suç (?!?) duyurusunda bulundular, suç duyurularından bir şey elde edemeyince alel acele bir Kur'an kursunda toplanıyorlar bu toplantıya bir hakim bir savcı bir müftü bir kaymakam ve müftülükte ki başka görevlilerde bulunuyor toplantıdan çıkan karar şu; Şahsımı müftülüğe çağrılarak veya işlettiğimiz çay ocağına gelerek yanlarında onlardan mutlaka iki kişi olacak sonra Tahrik edilecek ve '' Bizi tehdit etti bize hakaret etti'' tutanakları tutularak kaymakama imzalatılacak savcılığa suç duyurusunda bulunulacak benim elimde olan bilgi ve belgeler bu yolla alınarak üzeri kapatılacak, aynen böylede yaptılar, savcının yardımı ile davalar açıldı mahkemeler görülüyor ve benim suç duyurularıma belgeli ispatlı şahitli olmasına rağmen yine savcının müdahalesi ile takipsizlik kararları verdiriliyor.
Bu şahıslar gizli işlerini ifşa edenin bir cami çay ocağını işleten, hiç tanımadığım hayatımda görmediğim ve konuşmadığım bir Anadolu insanından şüphelenerek müftülüğe çağrılıp tahliye taahhütnamesi imzalatılıyor, şahsın işlettiği çay ocağına çökmeye çalışıyorlar çünkü Kur'an Kursu diye Fitne merkezine rahatça girip çıkamıyorlar. Fakat size bu çay ocaklarına çöktürmeyeceğiz bunu bilin. 
Yakın bir zamanda Kaymakam savcı hâkim ve müftü hakkında; Fitne çıkararak yaşadığımız ilçede; İftira atarak suç uydurarak Halkın kardeşliğini zedeleyip milleti bir birine düşürdüler diye imza kampanyası başlatıp Türk Devletinin yetkili makamlarına teslim edeceğiz. Bu da bizim en demokratik hakkımızdır.
İşte bu tür şahıslar yüzünden Anadolu insanına zulmedenler yaptıkları hukuksuzlukları bastırmak adına Anadolu İrfanının istikbalini sürekli kıskanarak hâkim ve savcıları baskı altına almaya çalışıyorlar. Ülkemizde bir davanın sonuca bağlanması yılları alıyorsa hâkim ne hukukun üstünlüğü ile nede vicdani ile karar veremediğindendir. Alttaaki belgede sarı fosforlu kalemle çizilmiş şahıslar Başakşehir Müftülüğünde çalışan memurlar. 2015 yılında kendilerine 500 TL vatandaşa 25 liralık BİM çeki onuda verdikleri meçhul. Şimdi Minbere çıkıp ''Muhakkakki Allah Adaleti iyiliği emreder kötü fenalıktan nehyeder'' çıkıp hutbede millete okuyacak bu sözde din adamları Namaz kıldırma memurlarına inanabilirmiyiz.? Ve bunları haberleştirdim diye bana dava açıp ceza vermeye çalışan mahkemeler.!!! Sizinde Cumanız mübarek olsun. ama Müminlere Selam olsun