Bekçi: “Ne yapıyorsun burada” diyor..
İbrahim Ethem: “Müsaade et şurada yatayım, Sabah Namazından sonra gideceğim” diyor,
Bekçi bacağından tutuyor onu ve “İBRAHİM ETHEM SENİN GİBİ ÇULSUZLAR İÇİN YAPTIRMADI BU CAMİYİ” diyor ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya..

İbrahim Ethem “Ben bu camiyi yaptırdım” diyemiyor KİBİR olur diye, Çaresiz şehre gidiyor, Her taraf kapalı, sadece bir yer açık, bir ekmek fırını.. Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor, Orada çalışan işçi “Geç otur” diyor, Aradan bir-iki saat geçiyor, Sabah ezanı okunmaya başlıyor, ezan okunduktan sonra işçi dönüyor..

“Hoş geldiniz nereden gelip nereye gidiyorsunuz isminiz ne?" diyor.
İbrahim Ethem de: “Ben iki saattir burada oturuyorum şimdi mi geldi aklına sormak” diyor..

Fırıncı “Ben bu fırında işçiyim, İki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum, Ben onlara şimdiye kadar HARAM LOKMA YEDİRMEDİM, Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dâhilindeydi. Ezan okundu mesaim bitti, Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi KAZANCIMA HARAM karışmaz” diyor...

İbrahim Ethem “Sen ne güzel adammışsın, Sen ALLAH’tan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu..?” diye soruyor,
“Ben ALLAH’tan ne istediysem verdi, Fakat ALLAH’tan bir şey istedim, Onu bana vermedi, ALLAH’a yalvardım, bana İbrahim Ethem Hazretlerini göster diye, bana onu göstermedi” diyor..

“O ALLAH ÖYLE BİR ALLAH Kİ" diyor İbrahim Ethem Hazretleri “İBRAHİM ETHEM'İN BACAĞINDAN SÜRÜKLEYE SÜRÜKLEYE, KAFASINA VURA VURA GETİRİR SANA GÖSTERİR, SEN YETERKİ YÜREKTEN İSTE" diyor..

Sevenin sevdiğinden istediği tek şeydir DUA.. Ayrı bedenleri bir muhabbette birleştirendir DUA..
Çaresizken sığındığımız tek limandır DUA...
Kulun RABBİY'le teke tek buluştuğu andır DUÂ..
"YOKSULUN EKMEK KAPISI, DERTLİNİN DERMAN KAPISIDIR DUA..."
RABBİM Fırıncının Duası gibi İHLASLA Dua yapabilmemizi nasib etsin,